Can Yücel Kimdir? Hayatı Ve Eserleri İle 73 Yılı

Can Yücel kimdir dendiğinde sadece bir şair değil;  kiminin abisi, kiminin kardeşi, kiminin aşığı, kiminin “Can babası”dır… Can Yücel, Türk edebiyatının haylaz, dürüst, lafını esirgemeyen çocuğudur. Samimi diliyle, ‘biz’den olanı biz gibi anlatmasıyla şiir dünyasının belki en bilinen belki de en sevilen isimlerinden biridir.

Bu yaz onu kaybedeli tam 19 yıl oldu. Geriye şiirleri, sözleri ve hatıraları kaldı. Geçmişten günümüze paylaşılan her bir sözü, her bir anısı , her konuşması milyonlar tarafından beğenildi, paylaşıldı, herkes tarafından benimsendi. Sıcak bir Ağustos günü açtığı gözünü yine sıcak bir Ağustos günü kapattı. “Mekanım Datça olsun” dediği, Ege’nin en güzel yerlerinden biri olan Eski Datça’da 17 Ağustos 1999 yılında vasiyetine uygun olarak defnedildi.

can-yücel-biyografi

Can Yücel Kimdir?

Can Yücel’in yaşamını kısaca anlatalım; 21 Ağustos 1926 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Can Yücel, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra göreve gelen ilk Milli Eğitim Bakanımız, kültür ve siyaset dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Hasan Ali Yücel’in oğludur. Can Yücel, yazar Canan Yücel Eronat’ın da ikiz kardeşidir. Gülümser adında bir de kız kardeşi bulunmaktadır.

  • İstanbul’da Boğaziçi İlkokulu ile başlayan eğitim hayatı babasının bakan oluşu ile taşındıkları Ankara’da Erkek Lisesi ile devam eder.
  • Sonrasında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde klasik filoloji eğitimi alırken yarıda bırakarak İngiltere’ye gider.
  • Cambridge Üniversitesi’nde yine dil eğitimini seçerek Yunanca ve Latince okur.
  • Elçiliklerde çevirmenlik yaparken hem dil bilgisi hem de etkileyici sesi sayesinde BBC Türkçe’de spikerlik yapmaya başlar.
  • “Yazma” adındaki ilk şiir kitabı 1950 yılında yayınlandı.
  • Askerliğini dönemin şartları yüzünden Kore’de tamamlayan Can Yücel sonrasında Türkiye’ye döndü ve Bodrum’da turist rehberliği yapmaya başladı.
  • Hayatının büyük bir kısmını geçireceği İstanbul’a yerleştikten sonra hayatını çevirmenlik yaparak kazanmaya başladı.
  • İstanbul’da hayat arkadaşı Güler Yücel ile tanıştı ve evliliklerinden Güzel, Su ve Hasan adında üç tane evlat sahibi oldu.
  • Son yıllarını çok sevdiği Eski Datça’da geçirdi, 12 Ağustos 1999’da baş ve boyun kanseri yüzünden hayatını kaybetti.

Can Yücel’in Sanat Hayatı

Can Yücel sadece şiirleri ile değil, yazı ve çevirileri ile de Türk edebiyatına yaptığı katkılar ile çok önemli bir isimdir. Yücel, şiirlerinde hicvi ve toplumsal duyarlılığı yansıtmayı en başaran şairlerden biriydi. 1945-1965 yılları süresince Papirüs, Birikim, Yeni Düşün ve daha birçok dergideki yazı ve şiirleriyle tanınmaya başladı. 1965 yılından sonra Türkiye’nin içine girdiği siyasi çalkantılar dolayısı ile politik konular hakkında da yazmaya başladı.

1971-1974 yılları arasında Mao ve Che Guevara’dan çeviriler yaptığı için hapiste kaldı. O yıllarda yazdığı “Bir Siyasinin Şiirleri” kitabını yayımladı. Edebi dili yalın, ilham aldığı konular başta ailesi olmak üzere doğa, olaylar, insanlar, duygulardır. “Küçük kızım Su’ya”, “Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim”, ” Yeni Hasan’a Yolluk” gibi şiirleri aile fertlerine yazılmış, en çok beğenilen şiirlerindendir.

Shakespeare’den, Brecht’ten yaptığı çeviriler ile “Hamlet”, ” Bir Yaz Gecesi Rüyası” gibi ünlü eserleri edebiyatımıza kazandırmıştır.

Can Yücel’in Eserleri

  • Yazma (1950)
  • Her Boydan (1959- Çeviri şiirler)
  • Sevgi Duvarı (1973)
  • Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
  • Ölüm ve Oğlum (1975)
  • Şiir Alayı (1981)
  • Rengahenk (1982)
  • Gökyokuş (1984)
  • Canfeda (1985)
  • Çok Bi Çocuk (1988)
  • Kısa Devre (1990)
  • Kuzgunun Yavrusu (1990)
  • Gece Vardiyası Albümü (1991)
  • Güle Güle (1993)
  • Gezintiler (1994)
  • Maaile (1995)
  • Seke Seke (1997)
  • Alavara (1999)
  • Mekanım Datça Olsun (1999)
  • Yüz Kitabı Şiirlerimden Seçmeler (2010)
Can Yücel’in En Güzel Şiirleri

Can Yücel’in babasına duyduğu sevgiyi, özlemi en içten kelimelerle, en yalın haliyle anlattığı her okuyuşta insanın içini sızlatan “Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim” şiiri, babasının 1932 yılında Ankara’da Türk Dil Kurumu’nun başına geçmesiyle babasından uzak kaldığı yılları anlatıyor. Babasının işi nedeniyle hep uzaklarda olması neredeyse bütün şiirlerinde etkisini gösterir.

can-yücel-ve-ailesi

can-yücel-ve-ailesi

“Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim”

Hayatta ben en çok babamı sevdim

Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk

Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-

Nasıl koşarsa ardında bir devin

O çapkın babamı ben öyle sevdim


Bilmezdi ki oturduğumuz semti

Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!

Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi

Atlastan bakardım nereye gitti

Öyle öyle ezberledim gurbeti


Sevinçten uçardım hasta oldum mu

40’ı geçerse ateş çağırırlar İstanbul’a

Bir helalleşmek ister elbet, diğ’mi, oğluyla!

Tifoyken başardım bu aşk oyununu

Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu


En son teftişine çıkana değin

Koştururken ardından o uçmaktaki devin

Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için

Açıldı nefesim, fikrim, canevim

Hayatta ben en çok babamı sevdim…